Bu maçı açıklayacak en iyi laf herhalde “Ne oluyo lan!” dır. Birbirinden tamamen farklı iki yarı daha doğruzu iki farklı maç izledik. İlk yarının sonunda oynadıkları futbola ve skora bakan Brezilya’daki insanlar muhtemelen kutlamalara başlamışlardır. 90 dakikanın sonunda ise hayal kırıklığı zirve yapmış olsa gerek.
Maçın başlamasıyla birlikte sahada var olan takım Brezilya’ydı. Savunmada gedik vermeyen, ikili mücadelelerden galip çıkan ve hücumda kendisini hissettiren. ‘İki takımında hücumda etkili bireysel yetenekleri ve iyi takım savunmaları var’ öngörüsü ile başlayan maçta öngörü geçersiz gibiydi. Zira maçın başında göbekten kolayca delinen Hollanda savunmasında golü atan Robinho’yu kovalayan adamın gol atması beklenen Robben olması oldukça ilginçti. Hücumda hızlı paslaşan ve bunun sonucun da pozisyona giren veya şut pozisyonu oluşturan taraf Brezilya’ydı. Kaka’nın sağ doksana giden kavisli topunu kaleci muhteşem bir şekilde çıkarmasaydı maç orada kopabilirdi ama kopmadı tabi. Hollanda çok ilginç bir şekilde oldukça yavaş paslaşıyor, pozisyon üretemiyor ve Robben’in ayağına bakıyordu. Robben’in klasik çalımı iyi belletilen Brezilyalılar göz açtırmadı. Tabi ısrarla aynı çalımı denemesini ise eksi hanesine yazdım ben. Verimli ve hızlı paslaşan Brezilyalı hücumcuların girdiği ikili mücadelelerde sürekli ayakta kalması maçın sonucunu biz izleyenlere belli eder gibiydi.
Ve ikinci yarı, başka bir deyişle ikinci maç. Belki biraz da Brezilya’nın izin vermesiyle topa daha çok sahip olan takım Hollanda idi. Kısa bir süre sonra ise şu an muhtemelen Brezilya’da asılmaya başlanmış olan Felipe Melo sahneye çıktı. Önce topu kendi kalesine yolladı. Daha sonra kısa süre dengede giden maçta yenen ikinci golün ardından gereksiz kırmızı kartı yiyerek Brezilya’nın umutlarına turp sıktı. Zaten o dakikadan sonra kupanın en sağlam takımı görüntüsündeki Brezilya birdenbire en dağınık takımı oluverdi. Her şey bitmişti aslında. Eksik olan sadece Hollanda’nın kontradan atacağı gollerdi. Ama kaç kez bomboş pozisyonda amatör futbolcu tercihleri gösteren Hollandalı futbolcular onlara olan sempatiyi azaltıverdi. Hele bir son dakikalarda 3’e 0 yakaladıklarında neyi niye beklediklerini ve içine ettiklerini ben anlamadım açıkçası. Kuyt, Huntelaar, Robben, Sneijder hepsi pot kırmakla birlikte maçın toplamında en başarısız adamı net bir şekilde Van Persie’ydi. Pas, şut, çalım tercihlerinde çok az doğru olanı yaptı.Maçın toplamına bakınca Hollanda’nın pek de hak ettiği söylenemez. Biri kendi kalesine, biri duran toptan gelen iki gol. Sırtını dayayacağı türden hücumlar değil. Şans fazlasıyla yanlarındaydı. Kontra bulduklarının ise tamamını harcadılar. Robben’in başını sıkıştırınca ve sola atacağı çalımın önünü kesince durdurmak da pek zor olmadı. Eğer karşılarına çıkacak takım Uruguay olursa elemeleri çok zor olacaktır.
4 yorum:
Maçın özeti çok güzel ifade etmişsin :"Ne oluyo lan!" dır kesinlikle.
Hatta benim hatırladığım dünya kupaları maçları içinde the most "Ne oluyo lan!" maçıdır bu maç.
Hollanda'ya her zaman sempatim olmuştur, pozitif futbolun önemli temsilcilerinden. Ama bu turnuvada çok sıkıcı bir oyun ortaya koyuyorlar, bu da bir gerçek. Öte yandan Brezilya dünya futbolunun NBA'idir. Her dünya kupasının en büyük favorisidir ve her dünya kupasını kazanacak potansiyelleri var, yeter ki doğru bir teknik adam, doğru takım seçimi ile sahaya çıksın.
Brezilya bu turnuvada önceki turnuvalardaki Brezilya heyecanı uyandırmasa da yine güzel oynuyorlardı. Hatta ben bunları elese elese İspanya eler diye düşünüyordum, ki bu da ancak finalde olabilirdi. 1-0 öne geçtikleri maçı bırakacaklarını zannetmezdim, dünyanın en iyi savunması onlarda zira. Ama işte "Ne oluyo lan!" maçıydı bu maç. Melo müthiş bir asist yapmış "Ne oluyo lan!" lık bir durum. Sonra da kendi kalesine gol atarak işi b*k ediyor. O golle başta kendi olmak üzere takımın morali bozuldu ama en çok da kendi kötü oldu. Neticede Hollanda turu geçti, rakip de kolay bir takım : Uruguay.
Finalin bir ayağı ya Uruguay ya da Hollanda. Nerden bakarsan beni sevindiren bir durum. Ya efsanenin(Uruguay) geri dönüşü ya da efsanenin(Hollanda) geri dönüşü olacak anlayacağın.
Alında Almanya hariç uzun zamandır final oynamayan takımlardan en az birisi ya da ikisi finale gelecek. Güzel final olacak her şekilde.
Ama Gana gelseydi üzülürdüm doğrusu...
Son dakika penaltısını kaçırdılar ya herife de üzüldüm, çok berbat bir durum. bi de 120. dk'da.gerçekten boktan bir durum yaw.
Bu arada maçın hakemi izlediğim kadarıyla en iyi hakemdi, belki finali de buna verirler.
Yorum Gönder