13.07.2010

Dünya Kupasında Öne Çıkanlar


İşte dünya kupasında öne çıkanlar, çok konuşulanlar efenim.

Vuvuzela : Özellikle ilk maçlarda futbol zevkimizin içine etmiştir. Kabız olmuş sineklerin aynı anda tek koro şekilde vızıldaması gibi bir ses çıkararak stadları arı kovanına benzetti. Tabi turnuva ilerledikçe alıştık artık, duymamaya başladık. İspanya'nın 2008'e göre başarısının düşmesinde etkisi olduğunu ciddi bir şekilde düşünmekteyim.

Ömer Üründül : Yorumları çoğu kişiyi çıldırtmıştır ama ben öyle düşünmüyorum. Tabi bazı zamanlarda her insanın saçmalayabileceği gibi o da saçmalamıştır. Ama bence TRT'nin Muhsin Ertuğral gibi vızır vızır sesiyle arka planda bir adet vuvuzela görevini gören yorumculardan daha iyiydi. En azından sesi tırmalayıcı değildi. Öte yandan "evet, enteresan" deyişi, spikerin lafını onaylatırken örneğin "Siz ne düşünüyorsunuz Lucio hakkında, çok kaliteli bir oyuncu bu yaşına rağmen, değil mi sayın Üründül?" bunun gibi söylemlere karşılık her keresinde "çooook" diye cevaplamasıyla ekran karşısında keyifli anlar yaşatmıştır.

Hakemler : Dünya kupası gibi en büyük futbol festivali ve üstelik 4 yılda bir yapılan böylesine bir turnuvada en fazla öne çıkanlarda hakemlerin olması Ömer Üründül deyişiyle enteresan. Neredeyse her maçta hakem hataları görüldü. Japon hakem Yuichi Nishimura ve Özbek hakem Ravshan Irmatov dışında iyi yönetim gösteren hakem yoktu herhalde. Özellikle de Avrupalı hakemler berbattı. Buna rağmen finalin Japon ya da Özbek hakeme verilmemesini çok yadırgadım. Bu da enteresandı :)

Jabulani : Düşünüyorum da bu turnuva o kadar güzeldi ki bunca kötü şeye rağmen yine de sevdik. Hakemler, vuvuzelalar bir de şu güya teknoloji harikası olan jabulani...Ama bunlar içinde beni en fazla deli eden, bu toptu yahu. Çünkü topla oynuyorsun onun da içine edilmez ki. Her turnuva öncesi söylenen klasik "top kötü" söyleminden farklı olarak bu top gerçekten berbattı. Futbolculardan daha fazla öne çıkmak ister gibi bir hali var bu topun. Sanki futbolcu topla oynamıyor da top futbolcuyla oynuyor. Kimsenin kolay kolay söz geçiremediği top, kendi bağımsızlığını ilan etmiş gibi oradan oraya zıplamaya devam ediyor. Uzaktan şutlar, kanattan açılan ortalar, defansın arkasına atılan uzun paslar ve hatta yakın mesafeden yapılan yan paslarda bile bir an önce çizgiyi geçme arzusu vardı jabulanide.

Maradona : Bu kadar olumsuz şeyden sonra yüzümüze tebessüm konduran bir güzellik de vardı :Maradona. Dünya kupalarının en değerli ve güzel golü ona ait. Dünya kupalarının en değerli oyuncusu da o'dur herhalde. Bu kupada ise takım elbisesi, elindeki tesbihi ile saha kenarında yerinde oturmaksızın maçları takip edişiyle turnuvanın en renkli şahsiyetiydi. Kupa onunla daha anlamlıydı. Bu kupayı, hatırladığım 98, 2002, 2006'dan ayıran bir başka güzel yanı da Maradona'ydı kesinlikle.

1 yorum:

Protanopia dedi ki...

Vuvuzela bir haktır ama garabettir.

TRT'nin spikerleri ve programları ne ki yorumcusundan ne bekleniyor?

Futbol temelde top ile oynanır. Şimdiye kadarki toplarla en iyi futbollar oynandı zaten. Gereksiz işlere girip fantezi aramanın bir gereği yok.

Maradona bu kupaya çok renk kattı ama Messi'nin de ileride renk katmasını istiyorsak Maradona'nın kattığı renge burada nokta koyulmalı. Kendisini severiz, o da tribünden Messi'yi daha çok sevecektir yedek kulübesinden sevdiğinden.