18.07.2010

Eight Below


Bu filmi izlerken çocukluğumu yaşadım bir nevi. Erzurum'a yakın olan bizim köyde doksanların ortasına kadar en az karın yağdığı yıl abartısız 1 metre oluyordu. Hatta çok iyi hatırlıyorum bir keresinde o kadar çok kar yağmıştı ki tek katlı evimizin kapısı kar tarafından tamamen kapatılmıştı, Allah'tan babam evde değildi ki eve gelmek için kapıyı açtırmıştı. Yoksa havaların ısınmasını bekleyecektik kapının aralanması için. Bu dediğim 92 ya da 93 kışıydı. Yine yolda kalıp donan ayak parmakları kesilen çok kişi var o dönemden şifa kapan. Şimdi ise küresel ısınma her tarafı vurduğu gibi bizim oraları da vurdu, kar ancak yarım metre yağar ve çok da yerde kalmaz. Halbuki eskiden 12 ay yaylada kar görülürdü. Yine filmin beni götürdüğü bir nokta da benim çocukluğumun en dramatik olayı oldu. Çok sevdiğimiz bir tay vardı, turuncu renkli, yüzü ve dört bacağının yarısına kadar beyaz renkli sevimli mi sevimli çok akıllı bir hayvandı. Çocuklar nasıl şımarır naz yapıyorlarsa bu tay da aynı şekilde yapardı. Adını Murat koymuştuk, şaha kalkar, senle oynar, arkadaş gibi elini boynuna sarıp birlikte gezeceğin akıllı bir hayvandı. Neredeyse konuşuyordu, bu kadar akıllı ve seni anlayan bir hayvandı. Sonbahar bitiyor ve kışa giriyorduk. O mevsimde hayvanlar daha da bir vahşileşir hatta kurtlar neredeyse yerleşim yerlerine saldıracak kadar aç ve vahşi olurlardı. Böyle bir gecede bizim tay annesiyle birlikte dışardaydı ve sabah kalktığımızda annesi görünüyordu ama tay yoktu. Sonra aramaya koyulduk ki biraz ilerleyince derenin kenarında parçalanmış vücudunu görmüştüm. 8 veya 9 yaşındaydım o kadar ağlamıştım ki vücudum uyuşmuştu. Ben hayatımda bir hayvanın ağladığına şahit olmamıştım, o zaman gördüm bizim at da ağlıyordu, ben Murat diye seslenince yüreği parçalanırcasına tayın öldürüldüğü tarafa bakar bağırırdı ve gözünden yaşlar süzülürdu. Hatta inanılmaz gelecek belki ama 2 yıl geçmesine rağmen ben yine Murat dediğimde at yine aynı tarafa bakar iç geçirir ve bağırırdı. İnanılmaz bir şey hayvanların bu kadar duygusal ve akıllı olmaları.

Gelelim filme. Filmin başrolünde 8 köpek oynuyor. Köpeklerin performansı, duyguları, paylaşımları o kadar güçlü ki 10 üzerinden 10 veririm böyle performansa. Öte taraftan filmin insan karakterleri filmi zayıflatıyor ama sırf köpekler için bile izlenir. Belgesel tadında bir film izlemek istiyorsanız, drama ve maceranın olduğu bu filmi kesinlikle tavsiye ederim. Film notum köpeklerden özür dileyerekden 7'dir. Bana göre köpekler oskara aday olabilirlerdi.

Hiç yorum yok: