Bir şeyler başarmış, önemli yerlere gelmiş insanların yerinde olmak isteyen çoktur hep. Mikro düzeyde sınıfın en çalışkanı olmaktan, makro düzeyde dünyanın en iyi futbolcularından biri olmaya kadar gider bu. Belki birçok kişi ya da futbolcu olmayı hayal eden kişi Cristiano Ronaldo’nun yerinde olmayı ister ama kimse onun şu an için Messi’nin arkasında ikinci sırada kalmanın verdiği rahatsızlığı pek düşünmez/düşünemez. Hani çok büyük futbolcuydun diye yüzüne derin anlamlarla bakanlar vardır belki.
Kimse gidip Barcelona’nın yedek sol beki Maxwell’e demez Messi kadar olamadın diye. Çok rahattır Maxwell şimdi, derdi tasası yok, sağlam parasını da kazanıyor ve kimsenin de yüksek bir beklentisi yok. Bu dünyada en rahat kişiler vasatlardır(vasat ortalama demektir, negatif bir anlam çağrıştırır ama öyle değil). Tepelerdekiler ve diplerdekilerdir asıl sıkıntıları çeken maddi ya da manevi.
En üstteysen ve hep kazanıyorsan rahatsın belki. Ama her zaman orada kim kalmış ki. Birinciler de sık sık ikinci adamlığı yaşıyorlar. Bugün bütün Arjantin Milli Takımı’nın yükü Messi’nin omuzlarında değil mi? Çeyrek finalde elenip gitseler kimse Cambiasso’ya sallamayacak, Messi eleştirilecek. Söze dökülmese bile içerde taşınacak ve Messi de bunu haliyle hissedecektir. 1990 Dünya Kupası finalinde elenilmesine rağmen -ki futbol adına ciddi başarıdır- Maradona o gün kim bilir ne kadar yıkılmıştır.
Yine ikincilere dönersek bugün Kaka’nın yetersiz oyununun sebebi çok büyük oyuncu olarak geldiği Madrid’de ikinci adam konumuna düşmesidir. Onun psikolojisini kaldıramamasıdır belki da asıl sebep. Futbolda olduğu gibi hayatın her alanında büyük başarılar büyük manevi baskıları da beraberinde getirir. Kolay değildir. Hatta çok büyük başarıya da gerek yok. Arkadaşlar arasında Play Station turnuvası bile yapsan en çok lafı yiyen adam ikinci adam olur. Küçük mevzular bile böyledir. Mevzu büyüdükçe baskı da büyük oluyor haliyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder