11.11.2012
Incendies
Hani bazı filmleri izlersin hakkında bir şey yazamazsın ve susarsın ama aslında çok şey yazmak istersin ya, işte öyle bir film Incendies. İzlerken hiç bitmesin diyorsun ama nereye gidecek sonu diye de sabırsızlanırsın. Kanla biten bir aşk hikayesinden peyda ve annesinden ayrı yetimhanede büyümek zorunda kalan bir çocuk… Bebeği elinden alınan, silah sesleri ve parçalanmışlıklar içerisinde kalan bir anne... Barış yanlısı hümanist bir insan iken, birden kendisini önemli bir siyasi aktörün ölümünden sorumlu çete üyesi olarak mahkum gören dağılmış bir hayat… İki çocuk ve bir vasiyet… Bir baba, bir ağabey ve çocuklarına miras kalan bir artı birin yine bir olduğu acı bir hikaye…
Oscar’a aday olmuş ama heykelciği Hævnen'a kaptırmış Kanada yapımı muhteşem bir film. Kimbilir akademi bu kez hangi katakulliye getirerek bu filmi göz ardı etti. Filmin sanatsal yönü böyleydi şöyleydi diyecek değilim ama Nuri Bilge’nin filmlerini sanat eseri olarak göreceksek, bu film bir şaheser. Konu dram ama ‘Babam ve Oğlum’ gibi hıçkırıklara boğacak ağlak bir dram değil, sizi oturduğunuz yere mıhlayan ve vay amk dedirtecek cinsten bir dram. Doğunun bağrından kopan ve feryatları en uç batı da dahi yankılanan bir ağıt... Konusu, kurgusu, oyunculukları, görüntüleri, müzikleri, efektleriyle bilumum bir başyapıt.
Film notum:9
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Hatırlattığı filmin Oldboy olması hem iyiye hem kötüye işaret. Hikayenin tamamı gerçek bi öyküye dayanmıyormuş ancak esinlenilmiş. Tabi ki esas merak edilen 1 artı 1 yine bire eşit midir kısmının gerçek olmamasını umuyor insan.
Seni Why We Fight yazısını yazmaya iten bu film gibi duruyor. İyi bi ilham kaynağı olduğu kesin.
Yorum Gönder