İnsan eleştirilir; grup eleştirilir; film, müzik gibi ürünler eleştirilir ve daha bi çok şey.. Ama ben daha çok insanların başka insanlara olan eleştirilerine takılıyorum. Genellikle eleştiri farklı koşullar içerisindeki kişiler için yapılıyor. Eleştiri yapanın haklılığı veya haksızlığı değil de daha çok bunu yapmaya hakkı var mı onu sorgularım genelde.
Her zaman tekrar edilir: "Hepimiz insanız, tabi ki hata yapıyoruz" diye. Bunun doğruluğu kesin. Ama bunu gerçekte ne kadar kabul ediyoruz. Bir kişi yüzüne yanlışını ifade etse onu kabul edecek olgunluk varsa o zaman adamsındır. Kastedileni anlamaktan yoksunsan zaten cehaletindir ve onun farkına varamamak ya da bilgi eksikliginden kaynaklanan olabilirligini reddetmek zaten muhatap alınmaya değmeyecek kadar düşmektir. Yok öyle değilse ve egonu on plana koyup kendini dahi kandırıyorsan işte orada karaktersizsin.
İnsan degişen bir varlık. Değişmeyen insan kalastan başka bi şey değil. Ciddiye almayın. Değişme fikirsel olarak gerçekleşirken koşullar olarak da gerçekleşir. Fikirsel değişimi kendi içinde yaşayacak elbet ama değişen koşullarla birlikte olusan durumda zamanında eleştirdiği hareketin aynısını mı yapıyor yoksa daha önce hiç bulunmadığı duruma gelince zamanında olması gerektiğini iddia ettiğini mi gerçekleştiriyor bu çok önemli. İnsanları bununla test edin, kalitesini anlarsınız. En azından fikir ve beyin kalitesini.
Hem adam gibi davranıp hem de üç maymunu oynamayan kişileri alıp baş uca koyalım. İkisi birden olmayanı alıp çöpe atalım. Birine sahip olanların da o birinden ne alınabilirse onu alırız. Şöyle bi etrafa bakmaya başlayayım ben en iyisi.
1 yorum:
Değişme önce koşullarla başlar, sonra fikirsel ve eylemsel anlamda olur. Değişim kaçınılmaz ve olması gerekir zaten, armut bile zamanla olgunlaşır ama önemli olan değişirken çürümemek ve metamorfoz geçirmemek sanırım. Duruşu olmalı insanın bu da karakterimizde kodlu.
Yorum Gönder