İspanya-İsviçre maçı turnuvanın harika maçlarından biri oldu. İspanya’nın ilk 11’ine hafiften burnumu çeviridm açıkçası. Tek defansif orta saha ile Torres, Villa, Silva, Iniesta,Xavi ve Fabregas altılısından beşinin sahada yer alması gerektiğini düşünüyorum. İşin sakatlık kısmını tam bilemediğimden geçelim orayı yine de. Torres girdikten sonra sakatlık emaresi göstermemiş olsa da.
Maçın geneli yine beklendiği şekilde geçti ve ilk düdükten itibaren top İspanya’da kaldı. Çok güzel top çevirdiler ama pozisyon kısırlığına çare olamadılar ilk yarı boyunca. Tek net pozisyon Pique ile kazanıldı ve yine bizi kale önünde heyecanlandıran stoper olma özelliğini sürdürdü. Abartmadan söylüyorum, bu adamı getir Galatasaray’a forvet yap, itiraz edersem bilmem ne olayım J Sağ kanat ilk yarıda neredeyse tamamen Ramos’a bırakılmıştı. Hücumcu orta sahalar orta ve solu idare ettiler. Ancak Silva’nın bu maçta çizdiği vasat performans pozisyon bulunmamasının etkenlerinden biriydi.
Maç boyunca çekilen şutların çoğunu gökyüzüne gitmesi toptan şüphelendiriyor. Tamam Iniesta iyi bir şutör değil ama bu kadar şutu üst üste isabetsiz çekecek adam da değil. Xabi’nin direğe çarpıp geri dönen şutu üzdü elbette. Bitiricilik meselesine gelirsek, toplamda Torres ve Villa’nın buldukları pozisyonlarda güzel vuruşlar çıkaramadıklarını da ayrıca belirtmek gerek.
İkinci yarıya İspanya hızlı girdi ama yine Silva’nın kötü bir şutunun ardından Eren’in yeteneğiyle gelen gol İsviçre’yi öne geçirdi. Ardından gelen Pedro ve Navas değişiklikleri İspanya adına hareket getirse de bu biraz göz boyayıcıydı. Çünkü önceden sağ kanadı zaten yeterince iyi kullanan Ramos’u etkisiz hale getirmesinin yanı sıra neredeyse bütün İspanya ataklarını sağdan Navas’ın yapacağı ortalara bıraktı ki Konfederasyonlar Kupası’nda Del Bosque’ye yaptığım eleştiriler de bunun üzerineydi. Sizin farklılığınız oyuncuların pas ve teknik üstünlükleri. Hiçbir zaman hava topu olmadı. Neden ısrarla bu tekrarlanıyor anlamış değilim açıkçası. Ayrıca İspanya’da dikkatimi çeken, Navas girmeden önce kanada inen oyuncuların topu bilinçli bir şekilde geriye yani yaya ya da penaltı noktası üzerine çıkarmasına rağmen ceza alanındaki oyuncuların oraya hareketlenmemeleriydi.
İsviçre çok güzel savunma yaptı. Orta saha oyuncularının ceza alanına topla girmelerine neredeyse hiç izin vermeyince Villa çok yalnız kaldı Torres girene kadar. Zaten Torres girdikten sonra çoğunlukla iş kanat ortalarına kalınca hava toplarında İsviçre’nin geride kalması pek olağan değildi. Gökhan İnler orta sahada hem kontra hücuma çıkışlarda hem de savunmada çok önemli katkılar verdi. Kaptanlık pazubandı da ondaydı. Yine Eren hem atılan golde hem de direğe vurduğu topta yaptığı slalomuyla kalitesini ortaya koydu. İspanya’ya karşı doğru oyunuyla üç puan alan İsviçre grubu karıştırdı ve ikinci turda muhtemel bir İspanya-Brezilya kapışmasının önünü açmış oldu.
İlk maçlarda izlediğimiz Mesur Özil, Gökhan İnler, Eren Derdiyok ve izlemesek de bildiğimiz Serdar Taşçı’yı bir şekilde kazanmış olsaydık ve değerlendirebilecek bir Hoca olsaydı milli takımın başında orada şu an bizim olmamamız için bir sebep yoktu.
4 yorum:
İsviçre zaten sağlam takım, önceki turnuvalarda da görülüyordu, bu kabül ama maçı alacaklarını hiç düşünmezdim hani beraberlik olsa "eh" dersin yine. Ama tabi bunda Kuhn Jakob dedesinden sonra gelen Ottmar Hitzfeld üstadın büyük katkıları var ve evet bu turnuvada daha da sürprizler yapabilirler. Ben maça yetişemedim, acele edip son 20 dakikasına yetiştim, çok güzel maç oluyordu, ispanya'yı tutuyordum, gol atmasını istiyordum ispanya'nın ama Eren Derdiyok'un üst üste çalımları ve sonrasındaki muhteşem şutunun şanssızca direkten dönüşünü gördükten sonra ben de direkten dönüp isviçre tarafına geçtim, ama yine de beraberlik istiyordum. Çok büyük avantaj, dünya kupasının favorisini yenerek turnuvaya başlamak harika bir iş. Öte yandan Eren ve Gökhan'ı saha takımlarının en büyük kozları olarak görmek inanılmaz bir keyif ve gurur verdi bana, hele Eren çıkıp yerini yine bizden biri Hakan Yakın'a verince "Allah Allah" dedim :) Brezilya'mı olduk ne. Hiç de keşke biz de olsalar filan diye de düşünmedim çünkü biliyorum ki Hakan Yakın bizde olsa yaşlı diye zaten kadroya bile almazdık diğerlerini de büyük ihtimalle oynatmazdık, bırakalım yaşadıkları ülkede kendileri adına en doğrusunu yapsınlar.
Ben doğru ortam olsaydı diyorum yoksa Mesut'u bile beğenmezdik biz koşmuyor diye. Topu vermezsen isteye bir yapısı da yok Eriri giderdi bizim milli takımda. Hakeza Eren'e sıra gelir miydi? Zor. Hiddink'in eline versen farklı olurdu o kesin.
Ben hal İspanya'yı tutuyorum. Grupyan bir şekilde çıkarlar. İsviçre gibi savuncak çok takım yok. Hem de biraz şanssız olduklarını kabul etmek gerek. Pique'nbin pozisyonu, Alonso'nun şutu, yine Villa'nın Torrese güzel veremediği pas. Bugün atramamış olmaları yarın atamayacakları anlamına gelmiyor.
Ben de ispanya'yı tutuyorum, bu maçta yenilmiş olabilir ama yine de finale kadar gelirler inşallaaaah. ama şili maçına dikkat etmeleri gerek, şili de boş takım değil sonuçta her takım savunma yapmayı biliyor bir yolunu bulup duvarı delmek gerek..
Evet ama Avrupalı gibi defans yapabileceklerini sanmıyorum. Ama sıradaki Honduras maçında hakikaten 4-5 bekliyorum :) Hadi bakalım.
Yorum Gönder