Lisedeki özgürlüğü yaşadıktan sonra üniversitede yine ailemle aynı şehirde olmama rağmen eve karşı biraz da okula yakın olsun bahanesi üreterek arkadaşlarımla birlikte evde kaldım. Okulu uzatınca ise son senede devlet babanın krediyi kesmesiyle ister istemez eve dönmek zorunda kaldım. Okulun son senesi, iş arama ve işten sonraki ilk 2 ayı hesaplayınca yaklaşık bir buçuk yıl boyunca evde kalırken hep aklımda kendi evime çıkmak vardı. Ne zamanki işe girdim ve bunu hayata geçirecek oldum anne ve babım verdiği tepki şaşırtıcıydı. Annem "gidersen bi daha evime gelme"ye kadar vardırırken babam etmediği lafı bırakmıyordu. Ben tabi kararından kolay kolay vazgeçmeyen bi tip olarak çıktım gittim. Ertesi hafta aram düzelmişti anne-babamla :)
25 yaşındaki bi insanın anne-babasından ayrı oturmak istemesinin bu kadar tepkiyle karşılanması bana inanılmaz şaşırtıcı geldi önce. Ama sonra bir baktım ki benim sülalemde bunu yapan yok ki çok geniş bi akraba çevrem vardır. Yani bana çok sıradan gözüken bir şey onlar için tabuydu ve yıkılıyordu. Daha önce olgunlaşamama üzerine diye yazmıştım. Anne-babam hep onun mutlak sebebi olacak kişiler oldular ve ben de hep onlara karşı çıktım, kendi bildiğimi yaptım. Hiç pişmanlık da hissetmiyorum. Madem onlar düşünerek fikirlerinde yenilenmeye gitmiyorlar, o halde zorla öğreneceklerdi. Hala da zorla öğrenmekte ısrar ederler. Onun için de kırılmalar, üzülmeler çok olacaktır. Ancak onları defalarca kırmasaydım ben de ben olamayacaktım.
Şimdi evim darmadağınık, hep hazır yemek yiyorum, yeterince düzen falan yok. Bir ara toparlarım herhalde. Ama benim kafa daha rahat be aga.
3 yorum:
rahat ooool :)
Anne-babaların çok ilginç kuruntuları var. Ben mezun olduktan sonra tek başıma kalmak istediğimde "gece hastalanırsın kimsenin haberi bile olmaz", "eve hırsız girer, tek başınasın seni yer çıkar gider kimsenin ruhu duymaz" vs. vs. diyerek tek başıma çıkmaya lanet ettirdiler.
Yorum Gönder