4.02.2011

Batan Meseleler #2

Ne zaman bir ünlü kişi hayatını kaybeder o zaman meydandaki bir dolu insan kardeşi ölmüşçesine üzülür ya da üzülme numarası yapar. Hele bu internet camiasında öyle böyle değildir. Çünkü sahte sözler söylemek oralarda çok daha kolaydır. Tabi bunun esas öncü kuvveti bize sahte hayatlar gösteren TV’lerin öldükten sonra da yavşakça verdiği gazdır. Zaten o ölen kişi dünyanın en iyi insanlarından biridir, inanılmaz iyi niyetlidir, hayatı boyunca başarılı şeyler yapmıştır, gerçek değeri anlaşılamamıştır vs. vs. ya da bunlardan bazıları.

Nasıl ki medyanın insanlara etkisi siyasi konularda fazla ise toplumsal konularda da öyledir. İnsanlara inanmadıkları, benimsemedikleri şeyleri inanıp benimsetebilir ya da öyleymiş havası verebilir. Çoğunluğu saf olan kitle de haliyle öyle şekil alır. Tekrar özel durum dönersek herkes ölen ünlünün ardından “inanamıyorum, X ölmüş L” “bugün çok üzgünüm” gibi palavralar savurur, kuzeni öldüğünde ancak vereceği tepkiyi veriyor görünür. Bazı çokbilmişler de çıkıp pek önemsemeyenleri eleştirir durur.

Kimse kusura bakmasın ama bana hayatımda bir yerleri olan, ciddi şeyler katmış ünlüler haricinde gerisine üzülmem ben, hatta sallamama bile. Ya da her gün dünya da ölen yüz binlerin haberini aldığımda ne kadar üzlüyorsam ona da o kadar üzülürüm. Hepimiz öldük, ölüyoruz ve öleceğiz zaten. Milyarlarcası gibi. Ölmek değil de yaptıklarımızda asıl mesele…

3 yorum:

none dedi ki...

dogru demissin hocam. onemli olan alninin akiyla ayrilmak dunyadan

Del Piero dedi ki...

Hayatım boyunca Hıncal Uluç'a birazcık hak verdiğim tek konu bu olsa gerek. Sen de ortak düşüncemizi güzelce ifade etmişsin zaten.

Protanopia dedi ki...

Aynen. Nefret ederim o adamdan, hatta yazılarını da bilinçli olarak hiç okumam. Millet o kadar yüklenince okuduk tabi. Belki özel durumda abartılmış da olabilir aslını bilemeyiz ama gene olarak çok doğru bir yazıydı.