26.06.2010

Dünya Kupası Tahminlerim #2


Grup maçları dün itibariyle bitti. Gruplardan önce tahmin etmiştik ve an itibariyle çuvalladık. Tabi oradaki grup tahminleri önemli, sonrasına grup maçlarından sonra daha sağlıklı bakabileceğimizi söylemiştim. Maçların çoğunu izleyemedim ne yazık ki zaten mümkün de değildi ama izlediğim ve özet görüntülerinden takip ettiğim kadarıyla hem tahminleri hem de grupları değerlendirelim.



A Grubu : Fransa’nın birinci sırada Uruguay’ın ikinci sırada çıkacağını iddia etmiştim. Tabi söz konusu Fransa olduğundan “sonuncu olsa da şaşırmam” sözünde hepimiz mutabık kaldık ve sonuncu oldu. Kağıt üstünde Fransa’nın kadrosu bu kupayı kaldırabilecek kapasitede görünüyor ama işte kağıt üstüyle bitmiyor tabi. Takım dediğin basiretli olacak, takım olacak ve takımı bir arada tutacak, kenetlenmesini sağlayabilecek bir teknik adama sahip olacak. Fransa’da bunların hiçbiri yoktu. Raymond Domenech ile bu kupaya gelmek en baştan bir hataydı, ne futbolcuların sevdiği – güvendiği biri ne de yaptıkları ile yapacaklarının teminatını verebilecek kapasiteydi. Fransa’da en sevdiğim hatta dünya futbolunda en sevdiğim futbolculardan biri olan Henry’ nin oynatılmaması büyük bir hataydı bence. Zira çoğu kişi Fransa’nın Zidane sonrası sahada bir lider eksikliğinden yakınıyordu ve Henry bunu çok iyi yapabilirdi. Bununla birlikte Barcelona’da yedek kaldı, oynamadı diye oynatmamak da basiretsizlikten başka bir şey değildir, Henry her şeye rağmen harika bir oyuncu ve Brezilya dahil her takımda ilk 11 oynatılabilir kanaatimce. Gelelim Uruguay’a, gruptan çıkacağını zaten öngörmüştük onlar daha fazlasını yaparak yenilmeden lider olarak çıktılar. Çok iyi bir liderleri var ve kaliteli kadroları ile umarım daha da ilerler. Fransa olmayınca Meksika ve Güney Afrika takımlarından biri ikinci olarak çıkacaktı ve bunlardan daha güçlü olan Meksika averajla grubu ikinci sırada tamamladı.

A Grubundan 2’de 1 yaptık.


B Grubu : Arjantin ve Yunanistan’ın çıkacağını tahmin etmiştim. Arjantin şaşırtmadı ve tüm maçları kazanarak gruptan lider olarak çıktı. Arjantin orta sahada çok sos verir diye düşünüyordum, nispeten öyle oldu ama Veron bu yaşına rağmen takdir edilesi bir futbol ortaya koydu bence. Her ne kadar dünya futbolunun göz bebeği Messi’ye gözler çevrilse de Veron tam bir liderlik yapıyor ve Barca’daki Xavi’nin rolünü üstlenmiş durumda(tabiî ki Xavi kadar iyi değil), Maxi Rodriguez’i beğenmedim ve hala keşke bu oyuncu yerine Cambiasso alınsaydı diyorum. Bununla birlikte Di Maria’dan çok şey bekliyordum ama ne yazık ki şimdiye dek çok da iyi değildi. Çok fazla şans göremese de az sürede kaliteli kumaşını hissettiren Javier Pastore harika bir oyuncu ve keşke bu oyuncuyu Türkiye’ye biri getirebilmeyi başarsaydı diyorum, tam anlamıyla kadife ayaklara sahip :) Arjantin’in savunması ağır bence, Demichelis en iyi savunmacıları ama büyük kıçını kaldırmakta zorlanıyor ve seri bir forvet fena yapabilir.
Yunanistan ikinci olur dedim ama bunda diğer takımlara çok fazla güvenmeyişim ve doğrusu çok fazla tanımam etkili oldu, yoksa Yunanistan Karamurat’ın dediği gibi kendi taraftarından başka nerdeyse hiçbir futbolseverin sevmediği karakterde bir takım. Güney Kore grubun diğer takımları içerisindeki en iyi takımdı ve ikinci olarak çıkmayı başardılar. Kore takımında en fazla beğendiğim oyuncu Monaco’lu Chu Young Park oldu.

B Grubu 2’de 1.



C Grubu : Bu grupta İngiltere ve ABD’nin çıkacağını tahmin etmiştim.Yanılmadım ama açıkçası maçları izledikten sonra yanılmayı isterdim ve keşke İngilizler yerine Slovenya çıkabilseydi. İlk iki maçta fırtına gibi esen Slovenya son maçta ne yazık ki İngiltere’ye boyun eğdi. İkinci maçta ABD’ye 2-0’dan 2-2’ye maçı getirmeleri ise yazık oldu. Tabi tecrübe burada çok önemliydi, hele hele 2-1’den sonra biraz daha diş sıkabilseydiler bugün yola devam ediyor olacaklardı. Gruptan lider olarak çıkan ABD bu sonuçla sürpriz yapmadı ve hakkettiler bence. ABD pes etmeyen savaşçı ve fizik gücü yüksek bir takım. Bu takımda daha da yol alır ve sürpriz de yapabilirler. İngiltere’nin birinci olarak çıkmasını iddia ederken bunda Capello’nun büyük etkisi oldu bende bunu itiraf edeyim. Ama İngilizler ilk iki maçtan sonra tam bir hayal kırıklığıydı, son maçta artık bitti onlar için filan diye düşünürken yine bizi şaşırtarak diğer maçlardan çok daha farklı güzel sayılabilecek bir oyunla Slovenya’yı yendiler. İngilizlerin kötü olmasında dünyanın en iyi hücum oyuncularından biri olan ve bu sene M.United’da sakatlanana kadar harika bir sezon geçiren Rooney’in formsuzluğu çok etkili oldu bence. Ama İngilizler ilerledikçe güzelleşecekmiş gibi bir his verdiler bana, bu yüzden turnuvanın devamında yine de umutluyum. Yoksa bu futbolla yol tıkalı onlar için.

C Grubu 2’de 2.


D Grubu : En büyük süprizi burada yaşadım diyebilirim. Sırbistan ve Almanya’nın gruptan çıkacağını tahmin etmiştim. Sırplara o kadar çok güveniyordum ki lider olarak çıkarlar diyordum, tam anlamıyla fiyasko oldu. Sırplar turp gibi takım, yek vücut olmuş gibiydi ama ne olduysa kupada berbattılar. Son maçta hala bir şansları vardı ve maçın başında girdikleri pozisyonları değerlendirebilseydiler yola devam ediyor olabileceklerdi ama onu da başaramadılar ve sonuncu oldular. Sırplar için diyebileceğim tek şey : berbattılar ve eve dönmeyi gönül rahatlığıyla hakkettiler. Avustralya ve Gana’dan ben Avustralya derdim şahsen. Ama Almanya maçında şamarı yiyince doğrulmaları zor oldu yoksa grupta ikinci olarak çıkardılar. Dünya kupasının en çoşkulu ve istekli taraftarı da Avustralya taraftarıydı bu da dipnotumuz olsun. Gana takımı fizik gücü yüksek ve deli dana gibi koşan bir takım. Yine Karamurat’ın dediği gibi ne zaman şut çekmeleri gerektiğini bilmiyorlar. Ömer Üründül’ün Gana maçlarında en fazla tekrarladığı cümleydi bu ayrıca. Ulan o kadar güzel gelmişsin kalenin önüne kadar, yanındaki arkadaşına versen gol olması işten bile değil ama önümde adam var, çaprazdayım, kaleci kapatmış, b*k gibi şut çekiyorum demeden utanmadan kaleye şut çekiyorsun. Gelelim grup lideri Almanya’ya, kupaya fırtına gibi başladılar sonrasında Sırbistan’a haksız bir kırmızı karttan sonra yenildiler. İlk maçtan sonra Almanya’yı göğe çıkaranlar ikinci maçtan sonra fos dediler, hiç de öyle değil bence. Almanya iyi bir takım, çok genç olmaları bir handikap olabilir. Mesut ilk maçtaki oyununu oynayabilse yarı finale kadar rahat gelirler ama sonraki maçlarda çok güzel bir gol atmasına rağmen çok iyi değildi Mesut. Umarım İngiltere maçında en iyi performanslarını sahaya yansıtabilmeyi başarabilirler.

D Grubu 2’de 1.


E Grubu : Hollanda, Kamerun çıkar demiştim. Hollanda’da emindim ama Kamerun’u seçerken çok zorlanmıştım Danimarka da olabilir diye. Futbol güzelliğini gösterip ne Kamerun ne de Danimarka dedi bu takım Japonya olmalıydı. Klasik olacak belki ama “total” kelimesi denince aklımıza yuvarlak yuvarlak portakallar geliyor anında. Ama Hollanda bu söylemden çok uzakta ve bir başka blogda da dendiği gibi total defans dersini veriyor gibiler. Her zaman tuttuğum takımlardan biridir ve sempatik gelir bana portakallar. Ne kadar sıkıcı olsalar olsun severim ben onları, umarım Robben’le cilalanıp şaha kalkarlar. Japonya’ yı tek kelimeyle özetlersek “disiplin” derim. Bu adamlar her işte böyleler. Helal olsun ne diyeyim.

E Grubu 2’de 1.


F Grubu : Bu grupta Azzuriler tüm dünyayı şaşırttı. Son kupanın sahibi çok da aham şaham olmayan bir grupta sonuncu oldu. İtalya Yunanistan gibi değil elbette ama neredeyse onlar kadar sıkıcı. Del Piero, Totti gibi oyuncuları olmayınca da çekilir gibi değil. Bu yüzden Fransızların elenmesinden daha çok sevindim. Paraguay’ın çıkacağını tahmin etmiştim. Elemelerde de iyidiler. E İtalya olmayınca da yerini Slovakya aldı haliyle.

F Grubu 2’de 1.


G Grubu : Bu grubu tahmin etmek çok zor değildi, üstüne Drogba’nın sakatlığı olunca gönül rahatlığıyla Brezilya ve Portekiz demiştim. Fildişi Sahili çok iyi takımlar ama Portekiz maçını almaları gerekiyordu, o olmayınca da K.Kore’yi farklı yenip grupta çıkmayı garantilemiş ve sakat Elano’suz ve kart cezalısı Kaka’sız Brezilya’nın Portekiz’i yenmelerine umut bağladılar ama olmadı. Kuzey Kore ise kupaya katılan en zayıf takımdı. Önceki turnuvaların Suudi Arabistan’ıydı. Hatta bu durumu değerlendirerek gol kralı bu gruptan çıkar diyordum ama Brezilya yavşakça oynadığı maçta zar zor yendi neredeyse. Portekiz iyi fark attı ama golleri kardeş payı paylaştılar.

G grubu 2’de 2.



H Grubu : Bu grup ölüm grubuydu bence. Çıkamayan İsviçre’yi diğer hangi gruba koysan rahatlıkla çıkar sadece G grubu için bunu iddia etmek biraz zor olabilir. İspanya ve İsviçre çıkar bu gruptan diyordum. İsviçre ile başlayalım. İsviçre çıkar derken bu kupadaki en iyi teknik adam onlarda olduğu için dedim. Daha önce de dediğim gibi teknik adam faktörü benim için çok önemli. Yoksa Güney Amerika’nın ikincisi Şili’nin farkındaydım. Zaten üçüncü olan Paraguay grubundan çıkar da Şili gruptan çıkamayacaksa böyle bir nedenden olamıyacaktı. İsviçre çok sağlam defans yapan bir takım dememe gerek bile yok, tüm dünya zaten biliyor. Ayrıca her mevkide çok sağlam bir duruşları var ve hiçbir tarafı daha fazla öne çıkmıyor tam bir takım. Kenarda da dünyanın en iyi teknik adamlarından biri, Ottmar Hitzfeld var. Turnuvanın en büyük favorisi İspanya’yı yenerek grubu çok sükseli bir başlangıç yaptılar. Sonrasında ikinci maçta 10 kişi kaldıkları oyunda Şili’ye yenildiler, bu maçta son dakika Eren’in kaçırdığı bir pozisyon vardı o gol olsa bugün farklı konuşuyor olacaktık. Son maçta Honduras’ı yenerek çıkarlar diye düşünüyordum, maçı İspanya-Şili maçından dolayı izleyemedim ama 0-0 benim için hayal kırıklığı oldu. Honduras çok dirençli bir takım bu zaten belliydi, ama yine de en az 2 farkla yeneceklerini düşünüyordum, olmadı. Eren’in, Hakan’ın, Gökhan’ın oynadığı İsviçre’nin elenmesine üzüldüm. Şili turnuvanın en cesur takımı. Öyle ki dünkü maçta beraberlik bile kendilerine yeterken dünyanın en iyi takımı olarak kabul edilen ve mutlaka kazanması gereken İspanya’ya karşı 3 defansla oynayıp önden basmak çılgınca bir cesaret ister. Şili işi gücü futbol olmuş, okul dönüşünde çantayı eve fırlattıkları gibi akşama kadar yağmur çamur demeden futbol oynayan mahallenin yüzü güneşten yanmış piskopatlarını hatırlattı bana. Bu adamlar yenilgiyi asla kendilerine yediremezlerdi ve gerekirse tekme tokat girerlerdi. Bu kadar hırslı bir takım ve kesinlikle çok iyi takım, ikinci turda en fazla merak ettiğim maç onların maçı. İspanya ise her ne kadar EURO 2008’deki kadar güzel futbol oynamasalar da hala benim 1 numaralı favorim. Yahu hangi takımda Fabregas ve David Silva yedekte kalabilir ki. Ayrıca Busquets’e de haksızlık ediliyor bence, gayet de güzel oynuyor.

H Grubu 2’de 1.

Gelelim tahminlere.

Uruguay – Güney Kore (Uruguay)
ABD – Gana (ABD)
Almanya – İngiltere(en zor tahmin ama gönülden geçeni söyleyeyim Almanya)
Arjantin - Meksika (Arjantin)
Hollanda - Slovakya(Hollanda)
Brezilya - Şili(en fazla merak ettiğim maç, Brezilya diyorum)
Paraguay - Japonya(Paraguay)
İspanya - Portekiz(İspanya)

Dünya Kupası Tahminlerim #1

6 yorum:

Protanopia dedi ki...

Yahu Del Piero kardeşim neden benim ve değerli yorumcumuz lorenzbia'nın tahmin sonuçlarını yazmadın buraya. Çok kızdım wallaha!!! Ben 11 tane tuttururken, lorenzbia 10 tutturmuş, seni de toplayınca 10 ediyor. Geçmişim sizi :) Bir de Uruguay'ın birinciliği iile Sırbıstan'ın yalan olacağı süprizlerini de tahmin etmişim. Kendimi tebrik ediyorum :)

Benim tahminlerim ise:

Uruguay – Güney Kore (Uruguay)
ABD – Gana (ABD)
Almanya – İngiltere( Almanya)
Arjantin - Meksika (Arjantin)
Hollanda - Slovakya(Hollanda)
Brezilya - Şili(Şili)
Paraguay - Japonya(Japonya)
İspanya - Portekiz(İspanya)

İki mçta farklılık var. Biri Japonya. Diğeri ise Şili ki sürprizim olsun!! Şimdi diyeceksin ki Uruguay maçından sonra yazmışsın. Uruguay'a ne kadar güzendiğimiz önceden belli değil mi zaten? :D

Del Piero dedi ki...

Seni tebrik ederken, lorenzbia'ya diyecek laf bulamıyorum. Sırbistan finale kadar coşmuştu onunla :))
Tamam sen şampiyonsun, bu arada Uruguay maçının ikinci yarısını elektrik kesintisinden dolayı izleyemedim.

Protanopia dedi ki...

Harbi ya final oynamışlardı! Arkadaş bu devirde ne elektrik kesintisi bee..

Geçen sefer söylemeyi unuttum. Van Der Vaart bi zahmet yedek kulübesinin yolunu tutsun Robben de iyileşsin. Portakalın tadı güzelleşsin.

Del Piero dedi ki...

Robben'le birlikte Güney Afrika'da tam bir portakal mevsimi yaşanacak, ekran karşısında portakalları izleyince ağzımızın suyu akıcak.
Senin Japonlar da güzel takım, çeyrek finali görebilirler her ne kadar ben öyle demediysem de.

hta1905 dedi ki...

Fransa'nın grup sonuncusu olacağını tahmin ediyordum.Hıncal Uluç'un deyimiyle "Domenech teknik direktör falan değil".

Ben Avrupa takımlarının başarısızlıklarını sınırsız yabancı oyuncuya bağlıyorum.Şampiyonlar Ligi şampiyonu Inter'de 28 oyuncunun 5'i İtalyan ve hiçbiri ilk 11 oyuncusu değil.Benzer durumda İngiltere var.Hala 40 yaşındaki David James milli takıma seçiliyor.

Afrika takımlarına gelirsek,futbolcuların birçoğu ne oldum delisi.En iyi takımlarda oynuyorlar,ama milli takıma gelince hepsi kendini general sayıyor.

Asyalılar haddini bilerek,90 dakika koşarak mücadele ediyorlar.Kapasite kullanımı %100'e yakındı.

Güney Amerika takımları Arjantin'inden Paraguay'ına Avrupalıları ezdiler.Zaten Avrupa ligleri onlara emanet :)

En çok beğendiğim takımlardan biri ABD'ydi.Geçen sene Konfederasyon Kupası finalinden sonra bu sene de yarı finali zorlarlar diyordum.Kısmet değilmiş.

Avrupa'nın tek sağlam takımı İspanya diye düşünüyordum,ama Şili maçını şanslarının yardımıyla kazandılar.Turnuva başında favorim onlardı,artık Brezilya-Arjantin finali bekliyorum.

Del Piero dedi ki...

@hta1905
Fransa'nın başarısızlığı Domenech kaynaklı, katılıyorum ama o kadroyu bakarak grupta sonuncu olacaklarını söylemek insanın içini cız eder, yoksa sonuncu olmalarına şaşırmadım belirttiğim gibi.
Hıncal Uluç hiç bir zaman katılmadım, katılmam ancak "Allah birdir" dese "amenna" derim :) İngiltere'de yıllardır kaleci sorunu yaşanıyor, İtalya'nın ise futbolda klüp düzeyinde de gerileme olduğu aşikar, Inter'in Mourinho dehasıyla şampiyonluğu kimseyi aldatmasın. Milli takımı yıllarca Juventus ve Milan oyuncuları sırtlıyordu ağırlıklı olarak. İki klübün de vaziyeti ortada. Hal öyle olunca bu durum çok da sürpriz sayılmamalı.
ABD'ye ben de çok güveniyordum, Gana'yı geçeceklerini düşünüyordum ama Gana onlardan daha iyiydi ve turu hak ederek geçtiler.
İspanya sadece Avrupa'nın değil dünyanın en iyi takımı bana göre. Ama EURO 2008'deki kadar iyi olmadıkları bariz ortada. Yine de benim 1 numaralı favorim.