16.01.2011

Olgunlaşamama Üzerine


Ebeveynler çocuklarını korumacı şekilde değil kendi ayakları üzerinde durmasını bilebilcek şekilde yetiştirmelidirler. Çünkü eğer sürekli koruyarak, her işini yöneterek ve onun üzerine hiç sorumluk vermeden yetiştirirlerse sonunda çocuk -daha doğrusu artık yetişkin- kendi ayakları üzerinde durması gereken yaşa geldiğinde karşısına çıkacak problemleri daha önceden yüzleşmediği için tanımayacak, çok uzun yıllar boyunca başkaları tarafından halledildiğinden nasıl çözeceğine dair fikri olmayacak ve meselerinde kendi iradesi ile çok başlılığa izin verdiğinden sağlıklı çözümlere de kavuşamayacaktır.

Özellikle anneler içlerinde doğuştan var olan korumacı içgüdülerini akılları ve gözlemleri ile harmanlamaz ve sadece onların direktiflerine göre hareket ederse çocuğunun gelişimine yarardan çok zarar verecektir. Bu noktada çocuğun karakteri de önemlidir. Eğer bunu olduğu gibi kabul edecek sinmiş bir karakteri varsa tam olgunlaşamamış olarak hayata başlamaya mahkum kalacaktır. Yok, eğer buna direnir ve kendi hayatını kendi karakteri ile yaşamaya karar verirse o zaman hayatta atacağı adımlar daha sağlam, kendine güveni daha bir yüksek ve içi karmaşa dolu değil daha bir huzurlu olacaktır. Elbette hayatta her şeyde olduğu gibi bu mesele de siyah ve beyazlar yoktur ve esas mesele grinin ne kadar koyu ya da ne kadar açık tonu üzerine kurulu olduğudur.

Grinin açık tonunda kalan kişinin yaşamı, işi, evliliği ve her türlü ayrıntısında hala ebeveyni etkilidir ve onun eksikliğini hissettiği yerlerde ebeveyninin yerini dolduracak başka insanlar arar. Bunun neticesinde yaşam süreci hep problemli ve karmaşıktır. Sağlam adımları atmaya cesareti yoktur, zira bunu öğrenmemeiştir. Bu adımları ise en yakını olsa dahi onu tam olarak asla bilemeyecek başkalarının eline bırakmak zorunda kalacaktır. Bu durumda da yaşadığı kendi hayatı olamayacaktır. Aslında olacaktır ama ne istediği gibi ne de tam olarak özgür! Yaş ilerledikçe bunun etkileri ister istemez azalacak olsa da geçmişini ve alışkanlıklarını hem hayatından hem psikolojisinden kesip atmak hiç de kolay olmasa gerek…